10 Haziran 2016 Cuma

Hatıra olsun...Midyat...

Merhaba,
Beni tanıyan arkadaşlarım bilir 2015 temmuzuna kadar Midyat'ta farklı iki köyde ve en sonda ilçe merkezinde bir okulda çalıştım. Midyatı çok sevdim. Tayinim çıktığında herkes ne işin var taa oralara gitmeye dedilerse de vazgeçmedim, dönmedim. Midyat farklı kültürlerin bir arada yaşadığı zengin bir ilçemiz. Tarihi dokusu,taş evleri, taş oymacılığı, kiliseleri, farklı el işleri ve en önemlisi tel kari sanatıyla kültürel farklılığı ile göze çarpar. İlçe girişinde ''Diller, dinler şehri Midyat'' yazar. Arabı, Kürdü, Süryanisi, Türkü bir arada yaşar. İlk oturduğum ev Kürtlerin oturduğu mahalledeydi. Yanlız bir kadın olarak tek başıma hiç bir sıkıntı yaşamadan oturdum. Evlendikten sonra bu kez Arap olan vatandaşlarımızın çoğunlukta olduğu mahalleye taşındım. İki gün önce bombalanan İlçe emniyet müdürlüğüne 200 metre kadar uzak... Midyat'ta Kürt ve Arap komşularım,velilerim oldu. Çok iyi dostluk kurduğum Süryani arkadaşlarım oldu. Midyat'tan bir sürü güzel anılarla döndüm. Döndüm ama aklım hala orada... Ne yazık ki iki gün önce haince saldırdılar masum insanlara. Üç polis arkadaşımız, üç sivilimiz şehit oldu. Velilerim, tanıdığım insanlar, arkadaşlarım yaralı. Ne uğruna? Niçin? Şehit polisler eşimin arkadaşlarıydı. Nefise'nin küçücük kızı kaldı geride... Nefise aslında sınıf öğretmeniymiş,atanamayınca polis olmuş. Türkiye'de hayat böyle işte...Hayaller ve gerçekler nasıl da farklı...Önceki saldırıda da eşi yaralanmıştı. Diğer şehidimiz Şerife.. Hamileymiş... Midyat'tan taşınmadan önce arkadaşlarımıza veda edelim diye çıktığımız gün  Şerife ile vedalaştık arabamıza bineceğimiz zaman kulağındaki küpeleri çıkarıp al hatıram olsun demişti, neşe içinde. Ne kadar güler yüzlüydü...O bir çift küpeyi nasıl takarım artık ağlamadan... Evet Şerife'nin hatırası oldu ama çok acı bir hatıra... Midyat artık acı hatıralar mı olacak bana. Daha önce Ercan abiyi şehit verdik.Hala rüyalarıma girer küçük kızı Melis... Melis niçin babasız kaldı? Terörü lanetliyoruz sürekli, bitsin yeter bıktık diyoruz ama bitmiyor... Her gün yeni olan kötü haberler gelmeye devam ediyor...
En acısı da saldırıyı gerçekleştiren aracın benim çalıştığım köyde bomba ile yüklenmesi... Biliyordum o köyde herkesin taraf olduğunu, her evden bir ya da daha çok kişinin dağda olduğunu. Buna rağmen ne ben ne de diğer öğretmen arkadaşlarım hiç birine kalbimizi karartmadık. İşimi layıkıyla yaptım. Bir gün öğrencilerimden bir çoğunun silahlanıp karşıma dikileceğini bile bile...Çocuklar kendileri söylerdi zaten o ukala tavırlarıyla ''hocaa bizim yolumuz belli, boşuna konuşma!!' benimkiler küçükler şimdilik ama yolları belli. Bir gün gelecek sizin benim karşıma çıkacaklar. Bunu düşünmek öylesine içimi acıtıyor ki... Çok üzgünüm. Bizlerin çabaları,çalışmaları umarım işe yarar, beni yanıltırlar. Umarım yanılırım.  Umarım artık bu kara günler biter. Bu ülkedeki her vatandaş yaşamayı hak ediyor. Korkusuzca yaşamayı... Artık masum insanlarımız ölmesin. Filler tepişir çimenler ezilir denir ya yeter artık filler kendilerine zarar versin bize değil...!!!!!!!